15 Ekim 2009 Perşembe

sucuk

bu hafta okulda pek yoğunum. eve geldiğimde de sevgiliyle oynanan scrabble sonucu beyin mıncıklaması geçirip uyuyorum.

akşamüstü bir mucize eseri sonuç veren denememin sevinciyle şehirde dolaştım, güzel kartpostallar, güzel kitaplar aldım. kartpostallarımın yeri hazır: belarus, ispanya, polonya. bakalım kaç günde ulaşacaklar.

dün gece yaptığım bilekliğim, üzerine karakterlerini çok sevdiğim mountain-mountain broşunu ekledim:


ve asıl haber. türk insanı sınır tanımıyor:) hadi mantı açtılar, dolma sardılar ve daha bir sürü şey... fakat sucuk yapım işine girmeleri beni benden aldı...etleri kıyma makinasında çektikten sonra türkiye den getirdikleri baharatları ekleyip sosis aparatıyla bağırsakların içine doldurdular... ben sucuktan ve bilimum kırmızı etten hazetmem lakin benim bile takdirimi kazandılar:) kim tutar sizi...


kıyma makinesi:


bağırsak doldurma zımbırtısı:


kangal kangal sucuklar, kuruyacakmışta mangal yapacaklarmış.


dün gece pandora'nın kutusu'nu izledim. bazı bölümleri çok çok yavaş olsa da beni pek hüzünlendirdi. ananemi arayıp, sesini duymak istedim ki bu kadar uzaktan sadece iyisin değil mi kızım iyiyim ananecim şeklinde gelişen diyaloglar onun güzelim tire ağzını bile hatırlatamıyor bana...


limonlu çay eşliğinde iki muhabbet ve uyku... güzel bir perşembe oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder