pazar şubatın sonu

aynı nehrin kıyısı, aynı arkadaşlar, gayet normal sıradan bir gün. ama tişörtle güneşlenme, nehirde yıkanan kargalar, badminton, portakalla oynanan beyzbol, dandik uçak, 2 onigiri, 2 hamburger, 2 litre su, 1 litre yeşil çay, 1 mandalina, 1 muz, paylaşmak...şimdi ise evde bütün pencereler açık, hafiften çamaşır makinası gürültüsü, gundam seed sesi, ho ho diye bağırarak koşan lise çocuklarının sesleri...pazar güzel bir gün olmalı...

bugün olmuş

27 şubat itibarı ile diamond city tavaf edilip, bir sürü bir sürü alışveriş yapıldı. Ben hediye olaylarına giriştim. annem, mükü tamam :) gökşinimsanım asıl donattı kendini baştan aşağıya ehh heh... 9 gibi gelen misafirlerimi ise 90ların acayip şarkıları ile mest ettim...aliiii aliii desiiderooo şeklinde bağıran ahali biz idik :) arkasından geçilen monopoly de ise şebnem kapitalist yüzünü açığa çıkardı. kurduğu otel zincirleriyle herşeyimizi aldı. ne diyimm paranın gözü kör olsun. velhasılı kelam mutlu çok çok gürültülü konuşmalı bebeğim benim bebeğim benim adlı mahsun şarkısıyla coşmalı komik bir gündü...gelmeyenler pek çok şey kaçırdılar diyim:) öperim...


aa günün olayı: öğleyin allahın unuttuğu japon şehrinde otobüs beklerken, sheldon a hayran olunması gerekliliği üzerine çevrilen geyiğe japon bir teyze siz türk müsünüz sorusuyla iştirak etti. biz şaşkınlıktan küçük dilimizi yutmuşken, o, türkiyeyle iş yaptığından, tokyo, fukuoka, kumamoto arası gülsan ile ticaret yaptığından bahsetti. 3 yıl istanbulda yaşamış, yılda 2 kere ıspartaya gidiyormuş. bunların hepsini kırık türkçesiyle süper anlattı. biz hala sorry watashi wa derkene o bize burada ihtiyacınız olan herhangi birşey olursa beni arayın babında kartını uzattı:) dumur dumur dumur... bu durumda kimsenin uğramadığı japonyanın en güneyinde kalan şehrimizde nasıl olsa kimse anlamıyor diye türkçe konuşmanın pek sağlıklı olmadığına karar verdik:) heh heh heryerde türk vardır yoksa türkçe konuşan japon vardır:) esenlikler...

kuşlar ve kırmızı gül

obsesif kuş disorder adlı çalışmam...rspb rozetlerimden bir kuple. yancılar ise oradan buradan topladığım rozetler...


ayrıca bütün gün yağmur yağdı. şebosan ve ayşinimsanım ile ev kadını japonların çarşı pazar saatinde bizde çarşıya gittik. kozmetik alışverişi, o alışverişi bu alışverişi, mini bourjois kalemler, muji gömlek, kıpkırmızı yüzük alışverişi. durun yüzüğümü de göstereyim...yarın da diamond city yi fethedecekmişiz gokşinimsanım öyle buyurdu. akşamına zaten 90lar partisi... pek pek eğlenceli bir haftasonu olacak sanki. umarım sizinde güzel geçer. esenlikler...

26 şubat

ben istiyorum ki, hayat bugünde takılı kalsın. hep 26 şubat 2010 olsun. hava hafif yağmurlu olsun. ayaklarımda baş ve orta parmağı yenmiş baba çorapları olsun. nehir kıyısında yürüyeyim. biraz kuş cıvıldasın, kocaman kargalar ötsün. perdelerimi açmadan gün boyu durma özgürlüğüm olsun. istediğimde sevgilimi öpebileyim. bahar gelmesin de kış gibi kış da olmasın...

resim munieca dan bütün resimlerini çok beğendim.

ehlikeyif

birleşik amerika da gezdiler, şimdi de meksika da sürtüyorlar. ellerinde rakı kadehi dolanıp duruyorlar ve öyle güzel anlatıyorlar ki, sanki bende çilingirdeyim: ehlikeyif yollarda .

bir sürü yağmur yağdı bugün:


foto buradan

tatlı

gece 11 buçuk. bir sürü abur cubur aldık, birde evde suyun içine atılınca açılan yasemin çiçeklerinden vardı, onu demleyeceğim. mis gibi kokacak. dişlerimi de fırçalamıştım ama diyip, umursar gibi yapacağım. lawson dan aldığımız gundam oyuncağını kırasıya paylaşamayıp, c.s.i. las vegas izleyeceğiz. evet mutluluk şimdilik bu demek. ayrıca mutluluk bu resim demek (blancucha)

kibrit kutusu

gece eve gelince en güzel şey posta kutumun dolu olması :) lolipu' dan gelen kibrit kutum, pek kırmızı, pek kalpli, pek güzel. tek tek boncuk kalpler işlenmiş. çok teşekkür ederim. kelebek atölyesi ne de fikir için ve uğraştığı için çok teşekkürler. gün eğlenceli bitmiş oldu...

90 lar

1 sene geçmiş üzerinden sevgili arkadaşlarım:) 90 lar partisini mütevazi evimde yineleyeceğizdir. Bir sorun çıkmazsa 27 şubat gecesini boş bırakın. tarkan gül döktüm yollarına, asya vallahi öptürmem, aylin livaneli okulu asardım, oya bora sevmek zamanı, kenan doğulu kurşun adres sormaz ki, yoncimik hepsiii, tabiiki hakan peker ve hey corçççç, adam diye bir şarkısı olan kadın, aşkın nur yengi- üfürükle çaldığı şarkı, burak kut.... hemen hepsi güzide arşivimden sizlerle buluşacak... ciguli eşliğinde göbek atılıp, çelik in ateşteyim ateşte dansı yapılacak... ve daha nicesi

dress code: kızlar tayt üzeri fırfırlı mini etek, erkekler oduncu gömlek :)

yazının videosu : grup vitamin den ellere varda bize yohh mii?

mezuniyet partileri falan filan

sunumlardan sonra, akşam okulun düzenlediği mezuniyet partisi, onun ardından labdakilerle parti. bir sürü içtiğim için azıcık başım ağrıyor.

okulun düzenlediği parti bir otelde oldu. masalarda bir sürü yemek ve içki, ayakta atıştırıyorsun. bu arada hocalar ve mezun olan öğrenciler konuşma yapıyor. ben salak olduğum için kendi makinamı götürmeye üşendim. o yüzden b. nin çektikleriyle yetindim. kamerası da pek dandikmiş yaw:)

bu arada takım elbise sunumlarda zorunluydu. ben de hayatımdaki ilk takım elbisemi giymiş oldum. 25 yaş sen nelere kadirsin nokta nokta nokta.

mezuniyet partisinde teşekkür konuşmamı japonca yaptım heh heh:) nippon banzai :)

labın partisinde pek çok içtik. off off pek hatırlamıyorum... pek çok resim koyacağımdır, şimdiden uyarıyorum:

sunumda sorular kısmısında:


buradaki ailem olmuş insanlarla:


oteldeki yemeğin açılış konuşması:


mamalar:


senpai leriyim:


4. sınıftan mezun olanlar böyle şıkıdım şekilde giyinirken, yüksek lisanstan mezun olanlar takım elbise giyiyor:


bizim labdakiler:


hocama birşeyler anlatırken, bana yazdığı teşekkürde '' introduce sushi to turkish people and love nori forever'' demiş:) nori sushi rollların etrafındaki yosun olup, 3 senedir bir geninin izolasyonu ile uğraşmış olduğum bitkidir.


hepimizin bütün resimlerde hobbit gibi çıkmasını sağladığı için b. ye teşekkürü borç bilirim. kendisi arkadaki uzun boylu arkadaştır:)


favori hocam:


labdakilerle nomikai:


mizuki chan:


heh heh pek eğlenceli idi:) şimdi tekrar okula gidip çok sevgili norilerimin kültürlerini değiştirmem lazım sanırım benim için ''hate nori forever'' olacak...

MSc

master of science :)

bitti gitti...

sona doğru

20.2 saturday, 3 pm, D201. Herkesleri beklerim...

sucks to be me

hoca gecenin bir yarısı sunumu tekrar değiştirmemi istedi. delireceğim.

hadi hep beraber prozzak tan : sucks to be you.... I know I know....:

pazar pazartesi çabucak gezi

sakurajima, biz oradayken küllerini püskürtüverdi:


bebekler ve şans kedisi:


omiyage, gittiğiniz yerden sevdiklerinize alınan oraya özgü hediye, kurabiyeler:


aoshima, minicik bir ada ve shrine, yerdeki dalga şeklindeki doğal taşlar koruma statüsünde:

udo shrine, okyanus kenarında bir mağaranın oyuğuna kurulmuş, gördüğüm en etkileyici manzaraya sahip shrine:



tutulan dileğin gerçekleşmesi için halat içine atılan taşlar:



obi town:



miyazaki ve kagoshima- böylece kyushu da ayak basmadığım prefecture kalmadı:) daha da bir sürü fotoğraf var bu geziden lakin anlatacak zamanım olduğunda daha keyifli oluyor. şimdilik linklerde idare ediverin...öperim.

son:
sakurajima ve caaanım arkadaşlarım:

ceylanmış

amber alexander dan

bu güzel balonlar jen skelley 'den.

son 7 saat

tezi teslim etmeme son 7 saat, günün aydınlanmasına 2 saat, beyin? taze bitti...

edit: ciltledim. tez yanımda kuzu gibi yatmakta:) saat 7 oldu. 9 olsun verip kurtulayım...

ikinci edit: saat 11.22. mission complete yazısı yanıp sönmekte. sonunda...haftaya savunma olayı ama onu şimdilik düşünmemek gerek...

masamda ki fil

insan okulda hocasını beklerken bir anda masasına fil konabiliyor. hem de uçuyor fil, kanatları var. buradan indirip kesip yapıştırırsanız sizinde olur.

unutmamak için

10 Şubat, gece 2 buçuk, bu salak günleri unutmamak adına screenshot

lunapark

hiç uyku, çok çalışma, son 4 gün...lunaparka gideceğim her şeyin bittiği gün. resim buradan ve şu an rüya gibi.

kuşla çiçek

çok çok önceden buradan beğendiğim tokalar sonunda elime ulaştı. pek sevdim, pek beğendim. günümü güzelleştirdiler...

yakın gelecek

şu işler bitsin:
kendimi çocuk kitaplarına vuracağım. ilüstrasyonlara bakıp hayal kuracağım. steinbeck okuyacağım tekrardan. miyajima ya gitmek istiyorum. yollarda gezinen ceylanlar varmış, özgürce ana caddede yürüyorlarmış. gece uykum geldi mi uyuyacağım. içimdeki yetememezlik duygusunu kaldırıp atacağım. the bucket list filmini izleyeceğim.


kitap burada. i heart the arctic.