24 Aralık 2011 Cumartesi

yumurtalar, doğumgünü, bişey bişey...

öncelikle müjdemi isterim balıklarım yumurtladı. benim mary ve max im anne ve baba oluyorlar. eğer hepsi gelişirlerse o kadar çok japon balığını ne yapacağım bilmiyorum:)


bugünlerde bir grip atağı, bir seminer, bir doğumgünü geçirdim. Doğumgünümde bir sürü güzel hediye ve bir sürü güzel dilek aldım. pek mutlu oldum. yaş 27...yine gece geç saatlere kadar çalışmamızdan mütevellit dışarı çıkamadık ama evde içtim içtim sarhoş oldum. bu yaşım güzel mi geçecek ne?



sevgili tekrardan maket yapım işine sardı:

bende yeni yıl hediyelerimi hazırlıyorum falan canım çok sıkılıyor bugünlerde gerçi.acayip zamanlardayım. umarım çabuk geçer...


7 Aralık 2011 Çarşamba

25 Kasım 2011 Cuma

canım çekti



şimdi daha okulda işler bitmemişken hala bir sürü iş varken, benim canım son zamanlardaki favori şarabımızdan bir kadeh çekti. böhü yaw...

24 Kasım 2011 Perşembe

günaydın

günaydın, tünaydın falan:)


Şebo ya mail yazacaktım ama sıkıcı bir maili içim kaldırmadı. fotolarla süsleyeyim dedim.(Şebo selamlar) Japonya' da tatilmiş. Ah keşke burada da tatil olsa. Geçen bayramı kuzenimin düğünü sebebiyle evde bir sürü miafir ile geçirdim. Ne tatili anladım. Ne de dinlendim. Bugünlerde de soğuk algınlığı falan derken. Günler geçiyor....Sevgili bayramda İstanbul' a gitti. Tabiki bana da bir sürü zımbıtı getirdi. Mükü nün hediyesi menekşem üzerinde Beyazıd yadigarı baykuşum:

Kırlangıcım:

bir sürü bir sürü defterim:


şimdi ben sonbaharın nesini sevdiğimi anladım, yapraklar falan filan güzelde ben en çok sıcak içicek (sheldon a selam- hot beverage) olayını seviyorum. okula geleyim sıcak birşeyler içeyim, eve gideyim sıcak birşeyler içeyim. sonbahar budur:)




okuldaki çay köşem heh heh...


bu da alakasız ama artık plastik şişede su almıyorum. Yeni su şişemle dolaşıyorum:


Esenlikle:)

13 Kasım 2011 Pazar

hisaishi



ne kadar çok özlersem o kadar çok kızıyorum sana. karar veremediğim için de kendime...

12 Kasım 2011 Cumartesi

soğuk cumartesi



çok çok yoğun geçen, bayram, kına gecesi, düğün temalı 1 haftadan sonra yataktan çıkmadan geçen bir cumartesi. şimdide erikli ve birşeyli çay içip bu kitabı okuyorum. esenlikle....

5 Kasım 2011 Cumartesi

şöyle böyle...

bugünlerde annemi de kaybedeceğim diye korkuyorum. herşeyden korkuyorum. birden ağlamaya başlıyorum. evde yalnız olmak istiyorum. saçma biliyorum. ama korkuyorum. hastaneye taşınmalar başladı ya bütün herşey tekrar su yüzüne çıktı. derine derine daha derine ittiğim herşey burada. elimde tutuyorum tekrar.

aslında heünüz kesin değil hiçbirşey. aslında düğün var bu hafta. aslında hava güzel. aslında sevgilim var elimi tutan. hayat şöyle böyle bu aralar...

15 Ekim 2011 Cumartesi

daydream

cumartesi gecesi meyve çayı içerek, üstün körü oda temizliği yaparak annemin dizinin dibinde geçiyor. bugün izlediğim filmin kendiside soundtrackide çok güzeldi. durmadan onları dinleyip stumble yapıyorum. şimdilik mükemmel cumartesi. gerçi şu an redd konserine giden bir adet arkadaş, evde durmadan oyun oynayan bir adet sevgili, bir adette bülent ortaçgil konserine giden arkadaş var amma velakin benim gecemde güzel. heh eh...

film için: mr nobody

everyday

14 Ekim 2011 Cuma

8 Ekim 2011 Cumartesi

lullatone



yapmak istemediğim birçok şey yapıyorum. sonra da nefret ediyorum kendimden. yoruldum. tatil yok. cumartesi yok. pazar yok. her zaman etrafta birileri var. ben yokum. o kadar bunaldım ki bugün denemeden çıkışta, sokak ortasında ağladım. küçükpark' da yürürken, herkes cumartesi eğlencesindeyken, ben kahve days in yanından karanlık sokağa kıvrıldım. katıla katıla ağladım. herşey uzaklaştı. sonuç olarak yorgunum. izmir bugün serin, rüzgarlı hafif yağışlı. bende öyleyim.

2 Ekim 2011 Pazar

29 Eylül 2011 Perşembe

yeterli

bu sabahtan itibaren doktoraya yeterliliğim kanıtlanmış oldu. dandik bir ders çalışma süreci. aha onu sorarlar mı bunu da çalışayım. yok artık bunları da aklımda tutamam dediğim çok anlar oldu. amma velakin canım seher le beraber bugünü de atlattık. akademik yaşamda bu tip heryerden herşeyden soru gelebilecek çok az sınav kaldı önümde. böyle şapşal şapşal gülüyorum. ne çalışsam acaba diye düşünüyorum hala...

gevşedi gönül yaylarım. ayrıca bugün şebnemi göreceğim. tarık a da ayıp oldu arayamadım ders çalışmaktan stres stres stres... ders çalışırken çok abur cubur yedim. yüzümü sivilceler bastı. eklenen kilolar cabası.

benim şimdi okuyacağım kitaplar, izleyeceğim filmler, takip edeceğim diziler var. ama bitirmem gereken bir de tezim var. neyse...bugünden tezi düşünmeyeyim. zaten ilk veriler hiç iç açıcı değil. ama olsun.

doktora yeterliliğe hazırlanan herkese öpücükler. geçiyor bitiyor. mutlu olacaksınız. esen kalın...




burası da ders çalıştığım, sevgilinin evindeki kurtarılmış bölgem.

31 Ağustos 2011 Çarşamba

mükemmel tatil

sevgilimle film izliyorum. arada öpüyorum. duruyorum bol bol. ders çalışmaya çalışıyorum. doğa diye bir markanın mükemmel müslisini yiyorum. pizza yiyorum. kek yapıyorum. seviyorum bol bol. yaşam şu an güzel.




pek bir eğlendiğim film oldu. güzel komik üzücü. falan filan seyretmeye değer.

yeterliliğe çalışmamak iç,nde bir sürü kitap okuyorum bazıları:

erken kaybedenler, bazuka, tol, bizim büyük çaresizliğimiz... afili filintalar kitapları. bugünlerde iyi geliyor.

a asıl bastian ın öyküsünü okumaya başladım son olarak. bir yayınevi-zor geldi kitabı çantamdan almak- çift renkli baskısını yapmış. pek güzel bitmeyecek öykü...

ne mi dinliyorum:



esenlikle

19 Ağustos 2011 Cuma

white nights

Oh Land - White Nights from CANADA on Vimeo.



mükemmel video...

13 Ağustos 2011 Cumartesi

günaydın


Dün akşam sevgili ile çok güzel filmler izledik. Ohannesburger den kocaman hamburger yedik. Hava da serin ya mutlu oldum.

Doktora sınavına çalışamıyorum. O kadar çok iş varki labda. Şimdi okula gidip ortam hazırlayacağım sonrasında Özkanlar pazarına gidip bir iki tişört bakacağım.

Filmlerden en sevdiğim Temple Grandin:


30 Temmuz 2011 Cumartesi

mr. tambourine man

  • gece 2. içimden mr.tambourine man i söylüyorum.
  • hayat salak saçma. sıcakta bir kadeh şarap bile çarpıyor beni. akşam yemekte içtiğim şarap başımı döndürdü bütün gece. iki lafı biraraya getiremedim.
  • sevgili kötü hissettiğinde tutuyor ellerimi, buna da alışmalıyım.
  • klimalar çarpıyor be dostum. her yanım ağrıyor. üzerine dün banyodaki artistik düşüşüm bana dizimde geçmeyen bir ağrı ve kocaman bir morluk olarak geri döndü.
  • annemin evine gitmeyeli çok oldu, kendi evimede. takılıyorum öyle sevgili de, yersiz yurtsuz gibi. geceleri kocaman bir bardağa şeftali parçaları koyup üzerine çok az votka ve bir sürü soda koyup içiyoruz. sevgilinin buzdolabı arızalı. kipadan buz taşıyıp duruyoruz. rezillik.
  • bisiklet yokken hayat dandik.bisikletimi seviyorum.
  • doktora yeterlilik eylül sonunda, son çalışma gayretlerim...
  • tıp hekimlerinin md olduklarını kabul etmeyip phd mi aldım deyu deyu ortalarda gezinmeleri büyük cahillik. bugün yapanı gördüm oradan biliyorum. ki kendileri phd nin ne olduğunu bile bilmiyorlardı ehe ehe.
  • yaz başladığından beri her çarşamda bir olay yaratıyoruz. bu hafta bornova dışına çıkaramadığımız popolarımızı bostanlı sahilinde yaydık. güzeldi.
  • uykusuzluk beni fena etkiliyor hele yarın kemeraltına sürüklenecek olmam da işin içine girince saat kaçta kalkacağım olayı beni çok geriyor.
  • esenlikle...

12 Temmuz 2011 Salı

budapeşte

budapeşte ye gittik geldik. güzeldi. şaraplar süperdi. poster iyiydi. tanıştığımız adamlarda iyiydi. Mutlu ve yorgunum... Esenlikle...










27 Haziran 2011 Pazartesi

gri pasaport

sabah pasaport için tüm evraklarımı hazırlamış halde emniyet müdürlüğündeydim benim gibi 50 insan ile beraber...
madem randevusuz adam alacaksınız içeri, ben neden randevu vaktimi bekledim 7 gün kadar?
polis: resim
lahana: şırankkk
polis: onaylı başvuru kağıdı
lahana: şırank (onay dedi mi durucan bir kere gri pasaport ömrümü yedi)
polis: nüfus cüzdanı
lahana: şırank
polis: parmak izi
lahana: şırank (teşekkkürlerimle ayşe komiser)
polis: banka dekontu
lahana: şırank (aman allahım bu iş halloluyor dostum)
polis: aaaa bu banka dekontunda sizin müşteri numaranız yazmıyor.
lahana:.....ne neden nereye...
polis: eh o olmadan işlem yapamam. siz gidin bir öğreniverin gelin.
lahana: cam kırıklarında yürüyen ateşin içinden geçmişte ölmemiş her targaryen evladı gibim lanet gitsin diye diye banka sıralarına yollandı.
lanet gitsin dostum ülkenin dandik bürokrasi işlerine, işini yapamayan tüm veznedarlarına...

26 Haziran 2011 Pazar

bugünlerde mutlu olmak için sebebler çok az ama bir arkadaşım bana okyanus gönderdi çok sevindim.



umarım mektubum bir an önce ulaşır ona...



2 hafta sonra sunum için budapeşte ye gideceğiz. sabah akşam çalışıyoruz...ve cumartesi ve pazar...budapeşte güzel yer ama değil mi?

6 Haziran 2011 Pazartesi

mangal

barış ateşle cebelleşirken, biz yamukken, kahvaltı bıçağıyla salatalık soyarken, köfte kanat resimlerine girmiyorum :) salak saçma işlerle uğraşılan günler bugünler...dandik sıkıcı. bunlarda geçer. öperim





14 Mayıs 2011 Cumartesi

evden fotolar

eğer izmirdeyseniz hava çok güzel bostanlı pazar yerinde çiçek festivali var uğrayın o kadar güzel çiçekler satıyorlar ki, bütün gülleri eve getirmek istedim.












haftaya istanbuldayım bir aksilik olmazsa ama canım hiç gitmek istemiyor.

25 Nisan 2011 Pazartesi

lordu reçeldi neşeydi...

evet müzik dinlemeyi sevmiyorum ne var yani.

oturayımda boş vakitlerimde müzik dinleyeyim,
aman daha iyi hissedeyim diye şunları dinleyeyim,
ay bir iş yaparken müziksiz olmaz diyenleri anlamıyorum. ergenlikteki hard rock olayları dışında müzik dinlemezsem ölürüm ayaklarında da hiçbir zaman olmadım zaten.

müzik çok kısık sesle yavaştan olacaksa, kahvaltı yaparken olabilir. arkadan itzhak perlman herhangi birşey çalabilir ama çalmazsa da sıkıntıdan patlamam...evet böyle...sevdiğim müzik türü klasik olsa gerek. sevdiğim müzik adamı ise yok.

pazar günü eh işte geçti...annemle lor peyniri üzerine karadut reçeli döküp yemek güzeldi. arada sevgili geldi. somurtup gitti:( ayşegülle oturduğum evin sahibi evi satıyor. o bir kaç müşteriye evi gösterdi. çıkarken de hanımkızım balkonlarıda hiç yıkamıyorsunuz neden ki dedi. insanlar patavatsız ve gerizekalı...ayrıca akşam yediğim akkabaklar gelir şu anda midemi tırmalar.

yarın tam 17 saat çalışmam var. aralıksız. dandik bir gün olacak yarın. şimdiden sıkıntısı bastı. gerçi yarın olmasına da az kaldı. esenlikle.

17 Nisan 2011 Pazar

bu siteye erişim mahkeme kararıyla yasaklanmıştır



bir yasaklı bir yasaksız internet ortamları sıkıntı verdi.

bugün hava kapalı, anneme sinirlendim, okulda çalışıyorum.

geçtiğimiz hafta doğal yaşam parkına gitmiştik. fotolarda oradan...ayrıca homa dalyanı:

7 Mart 2011 Pazartesi

cumartesi- gediz deltası

dandik fotolar için özür.

cumartesi günü gediz deltasında sazlıklar, tepeler yolunu yürüdük.

sonuçta:kılkuyruk, gri balıkçıl, büyük ak balıkçıl, küçük ak balıkçıl, flamingo, taşkuşu, gümüş martı, karabaş martı, küçük karabatak, karabatak, suna, kızılbacak, tepeli pelikan, angıt, fiyu, yeşilbaş, çamurcun, kaşıkgaga, çıvgın, saksağan, kırlangıç:):)- bahar geliyor-, dere düdükçünü, kervan çulluğu, sığırcık, şahin, kızıl şahin, kamış bülbülü, yalıçapkını, ince gagalı martı, küçük batağan, karatavuk, tarla çintesi, tepeli toygar, atmaca, saz delicesi, kerkenez, sakarmeke, bataklık çintesi, ak kuyruksallayan, sarı kuyruksallayan, serçe, kumru gördük.

toplamda 44 tür kuş. sazlıklar hariç çok kuş yoktu. sazlıklar tarafına da hiç su basılmamıştı. şimdiler de kuş dolu olması gereken yerler kuruydu, birlik çalışıyor?





23 Şubat 2011 Çarşamba

yoğurt

aseton
siyanür
sülfirik asit
temed
hidroklorik asit
potasyum siyanoferrat
bisacrylamide
titanyum klorid

birçoğunuzun adını bile duymadığınız kimyasallarla haşır neşir oluyorum her gün. bugünkü menüde yukarıdakiler vardı. kansere adım adım...

yoğurt yersem mide bulantım geçer mi?

20 Şubat 2011 Pazar

314

bu haftasonu:

lunaparka gittik sevgiliyle, yağmurdan dolayı sadece korku tüneli açıktı. Ona bindik çok acayipti. huahh hah hah hah hah deyu gülen bir efekt, arkada ingilizce bir teyp kaydı. Tozlu ipler, mankenler:) haftaya da gidicem bu sefer foto makinasıyla- unutmazsam.

fuarın içindeki müzeye girdik sonra, b,lmem kaçıncı kez yine... bu sefer azıcık yağmurdan da kaçınmak için ama olsun. çalışmayan ışık yakan zımbırtılar hariç güzeldi.

onunla zaman kolay geçiyor.

pazar günü ise bitmek iblmeyen bir diz ağrısı oldu benim için. hem sevgili yok. hem topuklularla salınmam gereken aktiviteler oldu. eve dönüş yolunda düştüm. dizim parçalandı. ama kalktım ve ağlayıp bağırmadığımı farkettim. olan benim tek siyah emektar kumaş pantolonuma oldu...

birde ilk kez olarak karşımdaki kırılır mı üzülür mü diye düşünmeden lafı gediğine oturtabildim. gece yattğım yerde laf söyleme sanatım 26 (hadi ilk 15 seneyi saymazsam 11) sene sonunda işe yaradı. büyüyorum ve kötü biri oluyorum sanırım. ama mutlumuyum hayır. içim rahatladı mı hayır. affedebildim mi hayır... neyime yaradı o zaman. salla...

yarın sabah erkenden kalkıp okula gideceğim ve bir hafta daha başlayacak. ve bu senenin bitmesine 314 gün kaldı...

esenlikle...

13 Şubat 2011 Pazar

mutlu

pasta, bira, pavyon, bira, dürüm, çay, ev...