24 Temmuz 2010 Cumartesi

havagazı fabrikasında casablanca

geçtiğimiz çarşambaydı, havagazı fabrikasında casablanca vardı, özlem budapeşte den gelmişti, filmde bogart vardı, pek erken gitmiştik ama olsundu hep beraber oturmayalı yine aylar olmuştu, piknik sepetimizde şarap, peynir, ekmek vardı, tepemizde ise kocaman ay vardı mutluyduk:


13 Temmuz 2010 Salı

griydi bugün

sabahtan beri muz dondurma kavun dondurma şeftali ve dondurma yedim. Hava çok sıcak çok.

okulda gıpgri bir günümdeyim. araya yeşil kaçsın,
dutlar yılboyu hep ağaçta kalsın,
hocanın tatile giderken bıraktığı zambaklar kurumasın,
şöyle sıcak bir çorba bana iyi gelsin,
battaniyem olsun da beni sarmalasın,
sevgili boya badana işlerini bıraksın da beni sevsin,
okulda hep yalnız olayım ve yalnız çalışayım,
klimaların 25 derecesi beni dondurmasın,
güneşin alnı kabağında fırk fırk burnumu çekmeyeyim,
güzin abla ya yazı yazanlar mutlu olsun,
bütün yarışma programlarındaki insanlar ünlü olsun çok para kazansın,
mükü çanakkale den gelsin,neşe ist ten, özlem öropa lardan gelsin,

istiyorum. çok mu?

ayrıca şebnem le gökşin e yazdığım mektupları gönderebileyim, tarık la ibu benimle konuşsun, özhan bir an önce doktor olsun da istiyorum:)

11 Temmuz 2010 Pazar

yaz geçiyor

yaz izmir de bitmez ama geçiyor yavaştan. 11 temmuz: deniz yüzü hala göremedim.

tegv de etkinlik bitişinden kare geçen aydan kalma ama baktıkça çocuk olasım, o ipin üzerinden bir taraflarımı kırmadan atlayasım geliyor:


bir ara bostanlı da güneş batırdık, çiğdem çitledik, bira içtik, tam takım pikniğe gelenere gıptayla baktık:


ve alglerden sıkılıp yüksek bitki çalışmak istemiştim ya, al sana yüksek bitki dediler 1.5 m ye ulaşan boylarıyla biraz daha zaman geçince labı ormana döndürecekler:


ve az evvel çekmiş olduğum yeni ortamım:


herkesi çok öperim, ben çalışmaya döneyim:)

5 Temmuz 2010 Pazartesi

esenlikler

bugün turan da 40 dakika boyunca otobüs bekledim daha da gelmez diyip bostanlı ya giden bir otobüse bindim ve 1 saate yakında bostanlı da bekledim eve 3 saate yakın bir zamanda ulaşan ben merdivenlerde ağlamaya başladım...saçma ama sinirden nereye çatacağını bilememekten yorgunluktan sabahtan beri denk gelen aksiliklerden 5 dakika yürüme mesafesindeki evimi hatırlamaktan koyun sürüsünden bir koyun olarak beklemekten herşeyden bunaldım...ayrıca izmir tatil şehri değildir. tatile gitmeyen çalışan okula giden bir sürü insan var. nalet gitsin. bu arada hala denize gidemedim. 2 yıl olucak...haftasonları full çalışma. hafta içi keza öyle. sevgilimin üşengeçliği izmir in sıcağı... buraya da pek uğrayamıyorum ya bilgisayarla pek ilişkim kalmadığından öyle. yeni sevdiğim yeni dinlediğim yeni izlediğim hiçbirşey yok ama dün tv de rastladığım jurassic park anımsatmaya değer mi?
çok şeyi özledim yine.
esenlikler