diplomamı aldım. officially master of science:) mutluyum. arkadaşlarımdan ayrılacağım için üzüntülüyüm. ama mutluyum. bugün bana kocaman bir pasta verene teşekkür ederim. çiçek buketi verenlere, ev yapımı kurabiyelerle besleyenlere, tokyo dan kocaman bir çorba seti getirenlere, çiçekli saati koluma takanlara, üşenmeyip tek tek dileklerini kağıtlara dökenlere...herkese teşekkür ederim...azıcık foto:
okul töreninden:
bölümde diploma dağıtımı:
akşamki parti:
25 Mart 2010 Perşembe
24 Mart 2010 Çarşamba
20-21-22 toparlamaç
bir varmış bir yokmuş 4 arkadaş cumartesi sabah 10 da evden çıkıp salı sabah 10 da küçücük minicik şehirlerine geri dönmüş. fukuoka, hiroshima, miyajima ekseninde pek güzel gezmişler. kafam kadar hard rock sandviçi, pomegranate martini, okanomiyaki, manzaralı makarna, yağmurda plaj yürüyüşü, yahoo dome, tenjin kısmısını tavaf etmişler. kocaman şehirde kaybolmadan yollarını bulmuşlar. gecenin karanlığında ilerleyen otobüslerine atlayarak hiroshimaya varmışlar. pazar sabah 6 da hiroshima da, açlıktan gözü dönmüş türkler açık kafe aramışlar da aramışlar, kahvaltı sonrası, atom bombası müzesine gidip, kocaman şehri yokeden kocaman bombaya bakıp dayak yemekten beter olmuşlar. berbat halde oradan çıkıp, yürümüş de yürümüşler, hiroshima kalesine gidip tamtamları çalmışlar. akşam 4 kişilik bir oda ayarladıkları hostellarında, iphone destekli melekler korusun seyredip, o günü çantalarına saklamışlar. yatmışlar kalkmışlar pazartesi olmuş. sabahın kör vaktinde tramvaya atlamış tanrıların adası olan miyajima ya varmışlar. fi tarihinde adanın tamamının tanrılar tarafından işgal edildiğine inanan halk kocaman bir tapınak yapmış. tapınağın kapısını denizin içine saklamış. bizim dörtlü med cezir ile sular altında kalan tapınak kapısına bakıp bakıp iç geçirmişler. ada o kadar güzelmiş ki etrafta geyikler oynaşıyormuş, maymunlardan sakının yazıları her tarafı süslüyormuş. kocaman bir teleferikle tanrıların oturup hiroshima yı koruduğu tepenin eteklerine çıkmışlar. 1 buçuk saat yürüyüp tepeye ulaştıklarında tanrıların neden orada oturduğunu anlamışlar. o kadar güzelmişki manzara lahana olanın ağzı açık kalmış. gerisin geriye hiroshima ya dönen dörtlü onları köylerine geri götürecek otobüse atlayıp. biriktirdikleri 1000 in üzerinde fotoğrafa 3 gün gömmüşler. ayrıca gökten 3 elma düşmüş. birisi benim birisi sizin birisi de canım mükü nün başına. bu yazıyı buraya kadar bir tek o okur heralde:)
gezi fotoğrafları aşağıda ki 3 postta...
gezi fotoğrafları aşağıda ki 3 postta...
hiroshima
hiroshima, kelimelerle anlatılamayacak kadar fazla yük demekmiş:
a bomb dome:
bombadan 10 yıl sonra lösemi den ölen 12 yaşındaki sadako için sadece okullardan toplanan paralarla yapılan anıt:
bombadan önce:
bombadan sonra:
kinle büyütülmeyen insanlık ayıbı. sadece barış kelimesinin geçtiği müzeler...
a bomb dome:
bombadan 10 yıl sonra lösemi den ölen 12 yaşındaki sadako için sadece okullardan toplanan paralarla yapılan anıt:
bombadan önce:
bombadan sonra:
kinle büyütülmeyen insanlık ayıbı. sadece barış kelimesinin geçtiği müzeler...
23 Mart 2010 Salı
miyajima
miyajima high tide
dünya kültür mirası listesindeki itsukushima shrine da bir shinto düğününe rastladık:
tapınağın kapısından geçenler:
geyikler heryerdeydiler:
teleferikle çıkılan tepeler:
adanın en yüksek noktasından hiroshima:
bu kadar yoldan sonra yenilen hiroshima usulu okanomiyaki:
suların çekilmesi:
dünya kültür mirası listesindeki itsukushima shrine da bir shinto düğününe rastladık:
tapınağın kapısından geçenler:
geyikler heryerdeydiler:
teleferikle çıkılan tepeler:
adanın en yüksek noktasından hiroshima:
bu kadar yoldan sonra yenilen hiroshima usulu okanomiyaki:
suların çekilmesi:
19 Mart 2010 Cuma
19- sakura
18 Mart 2010 Perşembe
18- heart
16 Mart 2010 Salı
15 Mart 2010 Pazartesi
14 Mart 2010 Pazar
14- piknik
13 Mart 2010 Cumartesi
13- samuray yemeği
veda turlarım başladı. bana 2 buçuk yıldır konuk ailelik yapan harika insanlarla son yemeğimizi kalenin içine bir ara kata saklanmış minicik restoranda yedik. 300 yıl önce kaleye gelen misafirlere servis edilen yemeğin aynısı imiş. o zamanki japon inançlarına göre 4 ayaklı hiçbirşeyi yemedikleri için balık ve kuş varmış sadece yemeklerde... tofu elekte döndürülerek top halinde servis edilirmiş...tabakların ve servisin güzelliği:
yuvarlak tofu:
saşimi, çiğ balık, wasabi vb...
istiridye kabuğu içinde lotus kökü, baby bambu kökü, soğan sarması (?):
fujishita ailesi:
rengarenk masa:
çıkışta da craft center da oyalandık, herşey çok pahalı ama çok güzel:
yamaga da üretilen kağıttan fenerler:
topaçlar:
higo ball dedikleri ipliklerin artistik şekilde sarılmasıyla elde edilen toplar:
eylül ayında tr ye gelecekler. eğlenceli olacak:)
12 Mart 2010 Cuma
the secret of kells
akşam kalabalık bir yemek ve güzel bir film. bu ayın sonunda topkapı geziyor olacağım hemde 18 aydır görmediğim kardeşimle. çok özledim.
bu gece bir battaniyenin altında beraberce izlediğimiz film ise kesinlikle başka bir dünyadan...bu kadar güzel çizimler görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. hikayede başka bir dünyadan...the secret of kells
bu da trailer kısmı: - eğer filmi bulamıyorsanız en azından trailer ı seyredin bence:
herkese iyi geceler...
11 Mart 2010 Perşembe
10 Mart 2010 Çarşamba
penguin classics
penguin yayınevi nin klasikleri hardcover olarak basma girişimi beni pek sevindirdi ve belki 2 aydır bu serinin yolunu gözlüyordum. seri burada, keşke hepsini alıp taşıyabilsem, burada en azından shipping ücreti ödemiyorum amazon a, fakat buradan sadece kitaplarımı taşımam 15 kilo geliyor...yazık bana...sınırsız bavul taşıma izni istiyorum.
10- fantastic mr. fox
bu akşamın yemeküstü filmi fantastic mr. fox oldu. ben çok beğendim, sevgili eh dedi...trailer youtube dan dns ayarları meselesi hala can sıkıcı...aa bir de bugün kar yağdı...
9 Mart 2010 Salı
9- the hurt locker
bugünün özeti; enfeksiyon, bento, antibiyotik, yeşil çay, su su su daha çok su...ayrıca oscar filmlerinden devam ettik. the hurt locker 2 saat 10 dakika süren bu filmin konusu yok, mermi çekirdeğinin düşme sahnesi, yakın plan çekimler, bomba, kan vb. gibi belgeselvari görüntüler. ben sevmedim, izlerken çok sıkıldım. budur...
birde bugün aday olan short animationları seyrettim. sadece logorama yı bulamadım. diğerleri içinde geçen senekilerin yanında sönükler diyebilirim.
8 Mart 2010 Pazartesi
8- precious
okuldan eve gelip, oscarları kimin aldığına bakmaca. oscar almış neyin nesi acaba diyip precious based on the novel push by sapphire i izlemece. çok dokunaklı, çok acı, eğer çok içinizin acıdığı bir günde izlerseniz hayata küsüverirsiniz. ancak sevdikleriniz yanınızdayken izleyin. ağlamaklı lahana 8 mart tan bildirdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)