31 Temmuz 2009 Cuma

kocaman



kocaman güldüm. film dandik olsa da regl olan dişi bünyeye lazım olan azıcık aşk azıcık ağlaklık birazda sarılma isteğini olabildiğince karşıladı. bugün sevdim yarın sevmeyebilirim. vişne votka kokuyorum...

lahana, yüzü yemek yerken yamulan sevgiliyi öper, mıncıklar, sever.

homeless


nowhere like home. When I walk alone, every damn things creak.

30 Temmuz 2009 Perşembe

yok gün

kehanet, karamelli mısır, cesar salata, kırmızı şarap, new scientist, za-watami, ibrahim tarık ekürisi ve kahve. ağlak zırlak bir günden arta kalanlar...blogu twitter gibi kullanmaya başladığımın farkındayım. yazık oldu lahana efendiye.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

durdum


bugün durdum. karın ağrısı, yattım, yedim, uyudum, kustum, film izledim yine uyudum.

bazen rüyalarınızda sadece havaalanları görürsünüz. evinize ulaşmaya çalışırsınız. uyanırsınız. bir kere de ulaş be lahana. bazende en sevdiklerinizi görmeyeli 2 sene olmuştur. özlemişsinizdir.son fotoya bakıp iç geçirirsiniz.

bu da böyle kötü bir yazı işte. okumasanız daha iyi...

26 Temmuz 2009 Pazar

kyogen

kyogen japon geleneksel güldürü tiyatrosu, eğlenceliydi. gatten ya gatten ja gatten gatten gatten jaaaaaa:) mansaku mansai imiş sanatçıların adı.

full metalde 11 e geldim. altıncı his izledim. korktum.

duygu artık hep uçabilir...uçsun da...üzgünüm.

25 Temmuz 2009 Cumartesi

gittiler




host family ardından arkadaş familyası. sabah 7 den beri ayaktayım. şimdi ertesi günün 4 üncü saatine girmekteyiz...öldüm bittim lakin beğendiler sanırım. uykuyla kalın uyuyabilmekten daha güzel birşey yok kesinlikle
kronik uykusuz lahana bol yağmurlu kumamotodan bildirdi...

24 Temmuz 2009 Cuma

karamelli popcorn

mükemmel abur cubur diye birşey varsa o da karamelli popcorn olmalı. yanında optimuscum praymcım varsa daha da iyi.

yarın japon host family ziyaretime geliyor. yemek pişirme planları yapsamda henüz hiçbirşey pişiremedim. saat de sabah 4 buçuk oldu. geceler çabuk geçiyor gündüzler uzun. ve hala lanet musonlardan öldürücü sıcaklara geçiş yapamadık. bık bık bıkkkkkkk

evlilik haberlerinden de gına geldi...gün geçmiyor ki facebookta bir başka arkadaş mutluluğunu cümle aleme ilan etmiyor olsun. geleneksel japon düğünü fotosuyla sizi başbaşa bırakıp uyumam gerekiyor.

esenlikle efendim.

23 Temmuz 2009 Perşembe

revolutionary road

ben: hayatta ne olmak istemedigini bilip, ne olmak istedigini bilmemekten daha kotu bir cikmaz var mi?cok etkilendim ben filmden nefessiz birakti.
cevap: emptiness and hopeless

son soz: susmayi bilmek lazim

22 Temmuz 2009 Çarşamba

eclipse

güneş tutuldu bugün. herkeste bir heyecan bir heyecan sormayın gitsin. bendeki kamerayla bu kadar oldu idare ediverin artık. 2017 de amerikaya gidicem sırf ritüel bozulmasın diye.

harri pıtır a gittim. hiçbirşey olmadı koca film boyunca. ayrıca ara vermiyor buradaki sinemalar, tuvalete gitmek içinde japonları ezmek istemedim o karanlıkta. ayrıca neden sinema salonları buzhaneden hallicedir ya. donuyorum mütamadiyen.

gap ten tanesi 900 yene bir sürü kazak aldım, ucuz olsunda çamurdan olsun. yazın ortasında kazak alınır mı bee...-şişt annem görmesin bee cıızzz-

agricola sum. anlayan anladı:)

esen kalın, tatlı istiyorum ben birde açmıyım ne...

21 Temmuz 2009 Salı


moomin ve çeşitli çizgi kartlar. postcrossing.com dan.

latin

latince öğreniyorum. sanki japoncayı halletmişim gibi bir hevesle başladım. Çok eğlenceli ama ya. İsteyen bu siteden tutoriallara ulaşabilir.

kardeşin halt yemesiyle ege bal ege bal al al al tadında dolanıyorum. birde arı vızvızvız arı vızvızvız ege bal ege bal yiyinızzzzzzzzzz var. o daha da kötü... bu reklam jınglımsılarını izmir'in köhne radyolarında bıraktığımı sanıyordum. halbuki her kötü şey gibi bilinçaltımın sonsuzluğuna saklanmışlar.

yağmur gökgürültülü sağanak olarak devam etmekte. musonlardan nefret ediyorum.

rusya ve almanyadan kart geldi. eski ve güzeller.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

pazartesi sendromu (?) yok öyle birşey

bugün tatilmiş. japan ocean day. normalde canım pazartesileri hiçbirşey yapmak istemez lakin bugün erkenden labda kimseler yokken işlerimi bitirdim. çalışmama isteğim çalışma zorunluluğumdan ileri geliyor ne yazıkki. Bu dilemmayı çözecek insanı öpeceğim.

kek yaptım, muzlu mükemmeldi...

film izledik: the wicker man 1973.


çanakkaleden beklenen haber: hakeden mükü kazandı:)

başağrısından öleceğim. sevgilim gelmedi...

birde gök delindi sanki. ben yağmur sesinden korkarım ve sevgilim hala gelmedi...beklemek yorucu.

19 Temmuz 2009 Pazar

gece düşü


haftasonu çabuk geçiyor. biraz yürüyüş, ikinci el ganimeti broş-fotoğraf dandik lakin gece 40 watt altında bu kadar-, bol ter, buzlu çay, mother goose- evime yakın bir cafe menüsünde bildiğiniz tost ekmeği üzerine çikolata sosu ve dondurma var ki japonların yemekten anlamadığını bir kez daha kanıtladı-, uydurma hünkarbeğenmedi...dandik dizi seyrettim mutluyum: worst week.

cazibe hanımın gündüz düşleri.

artık çiftliğimde kuzularım var meee meee diye bağırır.türkçe konuşmaya konuşmaya körelirmiş.

çanakkale'de sınav varrr!!! hakeden mükü kazansın.

16 Temmuz 2009 Perşembe

food gawker


yemek bloglarına özeniyorum, o fotoğraflar iştah açıcı saadet tabloları...bende yemek yapıp kocaman mutfağımda insanlara yedirmek yedirmek ve de yedirmek istiyorum. sonra o insanları da kazanlara atıp pişirmek lakin ağır ateşte- ne demiş bir büyüğümüz güveçte 7 saatte tandır eti gibisi yok-. sonuçta bu bloglar böyle de cani-canavar-sapık-cadı türk kadını yaratıyorlar. kurabiyeden evimi de ben yedim. şişmanladım. rahat mıyım? evettt
*foto kaynak

15 Temmuz 2009 Çarşamba

git

git başımdan uyucam ben çççççç

intihar eden tavşan

suicide bunny ile eğleniyorum

the cursing hedhehog a bayılıyorum.

içimden the final countdown ı söylüyorum.

bugün doğacak olanlara da ılgın ve ipek isimlerini uygun gördüm.

yemek olarak patates patates ve de patates menüsü...

anneannemin evindeki hisarönünden alınma maarif takvimini bile özledim.

temmuzun orta gunu

hangi ayın 30 hangisinin 31 gün çektiğini hala yumruklarımı sıkıp eklem boşluklarımı sayarak buluyorum.

geceler bitmesin diye uyumuyorum.

birşeyi yapmak isteyip cesaret edemiyorsam o işi yaptığımı ya da yapacağımı cümle aleme ilan ediyorum - ki bugünlerde dövme yaptıracağım şeklinde vıkvıklarımla insanları bezdirdim.

skypede sevgili ile konuşurken bilgisayarım kapanınca içimden küfrediyorum, sanki kimseler duyabilirmiş gibi...

postcrossing olayından sıkılmaya başladım lakin zorunlulukmuş gibi travelling sayısını hep tam tutmaya çalışıyorum. 50 de keseceğim demiştim farketmeden 50 yi geçtim en yakın 75 te durdurabilirim kendimi. illaki benim tam sayı düzenimde bir rakama ulaşması gerekiyor o kartların benim durabilmem için...

türkçe klavyeli bilgisayarımı ingilizce klavye olarak kullanıp, türkçe klavyeye geçince her seferinde nokta yerine ç ye basıyorum.

her akşam kendi kendimi sürüyerek yürütmeye devam ediyorum.

yeni cüzdan aldım allı ve güllü. kesin yaşlanıyorum.

oda-evimdeki gömme dolabın içinde giysiler özgürlüklerini ilan ettiler. dokunmayarak onlara destek oluyorum.

fazlaca insanla haşır neşir olmamama rağmen bu kısıtlı imkanlarda dahi insanlardan sıkılıyorum.

kabuk adam ı sevmedim ?

bütün 80lerin sonu 90ların başı entel türk filmlerini gece ve gece izledim. gurur mu hayırrrr...sıkıntı...evett...çoğu iyi filmmiş.

sanırım bu kadar. ne de olsa kendi kendime yazıyorum.

bu arada kırmızı defterimi salak saçma dolduruyorum. ileride ne kadar işe yaramaz bir yıl geçirdiğimi kendime hatirlatacağım - da ne olacak değil mi?