28 Ekim 2009 Çarşamba

notlar


yılan balığını sevmiyorsun, zorlama.

arkadaşının dediği gibi can sıkıntısı karşı devrim ise, bugün o devrimin en ateşli neferisin...

halıya döktüğün meyve suyu küf yapmış, bir şeyide zamanında yap. temizle...

aynı e-postayı birden çok alan insanlardan mısın yoksa hala kartpostalların romantikliğine sığınmış, masa örtülerini gül desenli seçip, burun kıvırdığın şeylerle etrafı süslemeyi hayal eden küçük insanlardan mısın?

dünyadaki bütün hayvanat bahçelerindeki hippopotamlar birleşse ve kafeslerini parçalasa, filler onları takip eder mi?

hazırlıksız yakalanan yoksunluk beni nereye kadar ayağımı denk almaya zorlayabilir?

birilerini tercih edince illa ki başka birilerini yolda mı bırakmış olursun?

peşindeki atlıları sen mi uydurdun?

publish butonuna bas. kalk, çay suyu koy, su ısınırken kloraklı suyla halını sil. ellerini yıka, poşetten çayı çıkar. su ekle. hemen bir yudum al. dilin yansın...

3 yorum: