28 Ocak 2010 Perşembe

ben mi?

ben mi? hala tez yazıyorum. düzeltmeler falan filan nefret bir durum .

daha da makarna yiyorum bir sürü. yoğurtlusu, patlıcanlısı, ton balıklısı, evde ne varsa onunla makarna.

etsy den kendimi şımartıyorum olmayan paramla. postcrossingden gelen giden kartlara bakıyorum.

yağmur yağıyor geceleri, onu dinliyorum, yanımda bana bakan sevgiliye bakıyorum uzun uzun.

tırnaklarımda 2 haftadır çıkartmadığım ojelerim var. döküldükçe üzerine bir kat daha oje sürdüğüm tırnaklarım havasızlıktan öleyazmakta...

chuck seyrediyorum geceleri uyumadan evvel bir doz. salakça sırıtıyorum ekrana.

dahası yok. artık eve gitmek istiyorum. son 2 ay kaldı şunun şurasında da, da sı var tabii...size esenlikler. yazının fotoğrafı da bu olsun:

2 yorum:

  1. tezin düzeltmelerine nefret durumu dışındaki herşey kulağa çok hoş geliyor.. :) Özellikle "yağmurun sesi ve sevgiliyi izleme" kısımları..
    bir de uzun zamandır yaşadığın o yerlerde son iki ay.. tabii bir de özlediğin yere iki ay sonra kavuşmak.. ve de bir de iki ay çabuk geçen bir zaman aslında..
    Çok kötü yazdım.. dilbilgisi sıfır izlenimi veriyorum. okuyan herkesten bu açıdan özür dilerim.

    Oje konusu: bende de benzer durumlar olmuştu. aslında oje çıkarmak, parça parça oje üstüne yeni ojeyi olabildiğince iyi görünecek şekilde sürmeye çabalamaktan çok daha az zaman alıyor, bu durumda ojeyi hızla çıkarıp, tırnakları bol su ile yıkamak ve de belki birkaç gün sonra yeni oje -çok daha kısa zaman alır sanırım- sürmek..
    Fotoğraf: çok güzelsin!
    Özlemle öperim.

    YanıtlaSil
  2. hişt pişt bende özledim:)

    YanıtlaSil