16 Ağustos 2009 Pazar

ağustosun orta yeri

ortada olmak iyi mi?

cumartesi günü otobüs, tren, tren, otobüs, teleferik ile yaklaşık 2 saat süren yolculuk sonucu aso yanardağına ulaşabildik. hava kararmak üzereyken oraya vardığımız için daha önce ki gezimden hatırladığım tek şey olan mahşeri kalabalık makul ölçülerdeydi. mutlu oldum. insan hayatında kaç kere yanardağ görebilir ki? aso yanardağı japonya nın en büyük aktif yanardağı, wiki sağolsun. ayrıca muhtelif zamanlarda şehirde beşik gibi sallanmamızın sebebi. korkuyorum ben be.

tatsutaguchi tren istasyonu, şaşırtıcı derecede türkiye dekilere benziyor. ki burası genel olarak türkiye ye hiç benzemiyor. istasyonda ise aynı koku, benzer mimari, aynı kondüktörler. birşey biliyorumda söylüyorum, çocukluğumun alsancak tren garında geçtiğini göz önünde bulundurun ve trenlerle gidilen binlerce km yolu:


lokal trende uyuklayan liseliler, bu trenlerin filmlerde görülen saatte bilmemkaç milyon ışık hızıyla hareket eden shinkansenlerle hiçbir alakası yok. olsa olsa kara trenlerin bir versiyonu:


teleferik;



aso, deniz seviyesinden buraya çıkınca kulak tıkanması sonucu bir paket jikleti israf ettik:


ve bütün haşmetiyle yanardağ ağzı, dipte sıcaklık 200 dereceyi buluyormuş. broşürlerin yalancısıyım.





lav yolları, bunu ben uydurdum lakin simsiyah vadiler falan uygunmuş gibi geldi:



banyo suyuna katıldığında ağrılara falan iyi geldiğine inandıkları sülfür blokları ayrıca cildi güzelleştiriyormuş diyorlarrr. japon milleti pek meraklı bu banyo olayına. her yerde güzel kokular yok baş ağrısına şu zımbırtı sivilce için bu zımbırtı tadında bir sürü toz satılıyor:



fazla tur rehberi gibi bir yazı oldu yauvvv (memet hocanın kulakları çınlasın). idare edin plizzz. cumartesi gece oldu ve sallandım bir süre. salıncakta gidip gidip geldim. gözlerimi kapattım. arada gökyüzüne yükseldiğimde ise açtım. bu ilüzyonu seviyorum. gecenin sabaha bağlandığı vakitte salıncak, kahve, üzümlü kek. ağustosun tam ortasına yakışır bir gece oldu.

pazar her zaman ki gibi en çabuk geçen gün, böhüü ağlamak istiyorum sayın seyirciler... uzun süredir gördüğüm en güzel görüntüler ve dünyayı nasıl yok ettiğimizin belgeseli.


bu hafta için tek başınalıktan hoşlanmayan bünyeme arkadaş familya terapisi sonucu olarak, akşam yemeği ve tim burton ın ilk stüdyo filmi olan pee wee s big adventure eşlik etti. bu filmle beraber bütün burton filmlerini izlemiş bulunuyorum. her ne kadar sıkılsam da, bir godzilla, bir takım seksenler ünlü grubu, bir batman maskesi, bir adet de beterböcek anımsaması ile mutlu hatırlayabilirim filmi.




bir sürü şey yapılan haftasonunun getirisi kafamı dağıtmaya çalışmaktan yorgun vücut, uykusuz gece. esen kalın uyuyun, sinir etmeyin adamı. suicide bunny iyi geceler diler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder