6 Aralık 2009 Pazar

aralığın ilk haftası

bu hafta herşey çok hızlıydı. sevgiliyi o kadar özlemişim ki havaalanında uçağın inmesini beklerken kocaman salonun en gözalıcı eşyası olan saatin yürümek bilmeyen yelkovanına içimden kaç kere kötü sözler sarfettiğimi bilmiyorum. Kapıdan ilk çıktığında da burun kıvırdığım romantik filmlerin duygu seli eşliğinde iyi bir fotoğraf verdik sanırım, çünkü pek hatırlamıyorum:) sonrasında gözyaşı, kahkaha ama karnım ağrıyana kadar...sonunda. labdakilerle nomikai, dün gece de arkadaşlarla geçirilen zaman.

artık geceleri bunca zamandır uykusuz kalmama binaen erkenden uyur oldum. ev dandini, ev toplamaktansa kendimi dışarı atıp pazar gününü değerlendiresim var. sonra gelip yine uyuyasım var. mutluluk, içinde olduğumda anlamak için durup iki dakika uzaktan bakmam gereken bir olaymış bunu öğrendim.

hani mutfak penceremin önünde minicik bir domatesim vardı ya. o büyüdü kocaman oldu, meyve verdi. koparmaya kıyamıyorum. ona bakınca kendimi işe yarar hissediyorum.

kahvaltı hazırlamaya başlamadan önce bu hafta sevdiğim resimleri göstereyim.

roi james' den uzun zamandır gördüğüm en huzurlu resimler.

liam barr ın çarpıcı anlayışı:

bu haftanın fon sesi ise jeff buckley lover, you should've come over

not kısmısı: önümüzdeki haftanın çok daha yavaş geçmesini diliyorum. taşan inbox ımdan cevap bekleyenler: ayşegül, neşe, seher, özlem, rıza... özür dilerim. bu hafta zaman ayırıcam. ayrıca mükü söz bir düzen oturtup seninle konuşacağım. çünkü çok özledim. anlatacaklarım var.

herşeyi gözleyen lahana kesif boğaz ağrısı eşliğinde japonya'dan bildirdi. öperim. mutlu haftasonları...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder