karanfil

cuma günü hala okuldayım. amma velakin bugün çok güzel geçti. tam 2 hafta sonra tolga mezun  oluyor:) ona biraz yardım ediyoruz. ama yarın büyük gün kardeşimin yanına gidiyoruz istanbul' da gireceğim yeni yıla. mutluyum. bugün herkesle hediyeleştik, sarıldık. yeni yıl ruhu:)  öperim.

aralık

aralık en sevdiğim ay.
hobbit i izledim. 3d hiç bana göre değil be ya. her şeyi çift gördüm nefret ettim.
28 yaşındayım artık.
doğum günü olayım tayfa balık' da geçti. pek sevdim. çok fazla arkadaşım gelmişti. herkesle yeteri kadar konuşamadım bile. bir sürü çiçek almışlar bana.
ben rakıyı sevmem ama o gece 1 kadeh içebildim. belki de ben rakıyı artık seviyorumdur ne de olsa en son rakı sofrasına 2008 ağustosunda oturmuştum.
yılbaşı hediyeleri aldım. küçük küçük bir sürü  ıvır zıvır. pek hoşlaştım.
sevgilimi çok seviyorum. herşeyden çok.
okulda değişiklikler oluyor. bakalım sonu nereye gidecek. benim gibi değişiklikleri pek sevmeyen birisi için hiç hoş değil...
yılbaşında istanbul da olacağım. monet yi kaçırmadım yani:)
keçeden pasaport koymalık zımbırtılar yapıyorum hediye olarak. yılbaşında herkes usa' ya gidiyor. 
bu akşam çok güzel bir film izledim: 

esenlikler:)

karışık

bugünlerde pek karışık hayat. elimde çay fincanım, yol kenarında oturup hayatın geçmesini beklemek istiyorum.

not: resim chiharu shiota' nın çalışmalarından.

naneli tarçınlı

naneli tarçınlı çay içiyorum şimdi. haftasonu okulda geçti. az biraz forum hediye almaca sonra yine okul... botanik bahçesinin bizim pencereden görünüşü, sonbahar bitmese keşke:

 bugün çok sevdiğim bir arkadaşımın doğumgünü. ona hazırladığım hediye paketleri:

okuldaki masamın şu anki hali:

bu akşam eve biraz erken gidersem izleyeceğim film şu:

şu makale bitsede kurtulsak ya...sonra ver elini istanbul :)

evde

evde geçen haftasonu bana bu terrarium olarak döndü.

masaüstü bitkileri karmaşası ve okunmayı bekleyen kitaplar. (leyla erbil-cüce, nur yazgan-lal kitap, mehmet zaman saçlıoğlu-iki ve keçi)

akvaryumlarımız var artık demiştim değil mi? burası malawi gölünü taklit eden akvaryumumuz ve mpanga larımız.

burası da amazonun bulanık, gölgesi bol kahverengi suları ve neon tetralar. öndeki minik mavi parıltı tetra:)

to do list

hibiscus (özetle 2012)

çok çok uzun zaman oldu. en son haziran da birşeyler gevelemişim. (moonrise kingdom ı izledim ve çok beğendim bu arada). görüşmeyeli bir sürü şey oldu hayatımda. mesela,

kardeşim askere gitti geldi. bizde peşinden ankara ve sakarya' ya gezdik dolandık:

(nallıhan uyuzsuyu şelalesi)

mebs

  sapanca gölü kenarında askerlik. kardeşim çok şanslı idi.

 

 sonra kuzenim evlendi

aa birde eylül ayında polonya' ya gittik. avrupa'da ilk tren seyahatimi yapmış oldu. krakow' un güzel bir yer olacağını düşünmemiştim. fena yanılmışım.

daha daha kitaplar okudum filmler izledim ara ara. çok çok çalıştım. uykusuz bir sürü gece... arkadaşlarımı özledim. müzik dinledim.  en beğendiğim kitap "sevgili arsız ölüm" oldu. bunca sene okumamışım yazık etmişim. neşe ye teşekkürlerimle.

sevgilim evi akvaryumlarla donattı. mpanga ve neon tetralarımız var. biri afrika biri amazon evin iki köşesi...

bugün ağaç gülü topladık sevgiliyle kampüsten. hibiscus sen ne güzel bir ağaçsın sen öyle demek için geldim buraya.

birde belle & sebastian dinledim bugün arka planda çalışırken. sizde dinleyin demek istedim:

"moonrise kingdom" izlesek ya...

mayıs ayında dolu yağdı...labda yılan çıktı...

pictures to gif

Günaydın

Bugün de öylesine bitecek...Filmi pek beğendim.

mart ayı bitmese ben hep gezsem dolaşsam

her haftasonunda başka güzel bir yere gittiğim mart ayı bitti. bundan sonrası labda tıkılmaca, sıcaktan pişmece...fotolar canım arkadaşım mükü' den. çanakkale volüm bilmem kaç...ben izmir olmasa çanakkale' de kesin yaşarım ha.

pazar

balıktı, foçaydı

çk güneşli bir gün, hafif bir piknik, az biraz balık, okunan kitap ise: beni asla bırakma - kazuo ishiguro

frezya

-en sevdiğim çiçeğin adı frezya imiş. dün öğrendim ve küçük bir buketi masama koyup koklamaya başladım.
-babam öldüğünden beri sadece 3 kere sinemaya gittim. hepsinde fena oldum. artık film izlemek canımı acıtıyor. sadece salak dizilerle vakit geçiriyorum.
-bu sene kış beni çok yordu sağlık açısından. durmadan hasta oldum. durmadan burnum aktı. ama genede soğuk bir kış gününü yazın iğrenç yapış yapış güneşli günlerine değişmem.
-2 haftasonudur istanbul'a gidiyorum. eğer bu kadar hasta olmasam sevinilecek birşey. mart ayı gezmelerle başladı. öylede devam edecek umarım. haftaya da çanakkale yolları...
-selpak ın üstünde antibakteriyel yazan mendilini beğendim.
-eğer burs çıkarsa ekim ayında tekrar japonya' ya gidiyorum. bu sefer osaka...
-berci kristin çöp masalları nı okuyorum.

dolu dolu bir hımmmmmm

yazmamışım bu aralar. yeni yıl geldi. izmir e kar yağdı geçen hafta, pek sevindirik oldum. kilo alıyorum mütamadiyen. sonra geçen seneden sakladığım sümbül soğanım tekrar filizlendi sevindim. nergisler çıktı. ayvalı ıhlamur a bayılıyorum. bulut atlası nı okuyorum. anlatasım gelen şey ise kalemler:


yoğunluk, dalgınlık, makale çalışmaları, ıvır zıvır. gece 12 oldu ve ben hala labdaki işimin biteceğini umuyorum. jeller boyanırken, masama geldim. papatya çayımı koydum. sergül ün kalemlerine baktım biraz. pek hoşuma gitti. döktüm kalemliğimdekileri. pentel olanları ayırdım. ucuz kırtasiye ürünlerinde en sevdiğim marka pentel. sonra staedtler, stabilo, uni ball, bilumum japon markaları, klasik pilotlar. yanımda yöremdeki penteller ise bunlar:

hala okuyanlar varsa, tatlı rüyalar dilerim:)